10 Ekim 2010 Pazar

Meme Kanseri

Bu yazımda Meme kanserini açıklayıcı bilgiler vereceğim.

Tüm çok hücreli canlılar kendisini meydana getirecek bilgilere sahip tek hücrenin üremesi sonucu ortaya çıkar .Önce kök hücreler vardır.Bunlar organları meydana getirir.Organlar oluştuktan sonra hücre üremeleri azalır.

Doku ve organları meydana getiren hücreler mezenşimal ve epitelyal olarak ayrılır. mezenşimal hücreler dolgu maddesidir.asıl fonksiyonel hücrelerse epitelyaldir.

Tüm bu hücreler canlının yaşamı boyunca gelişir ihtiyarlar ve ölerek yerini genç hücrelere bırakırlar. Üreyen hücreler daima aynı yapıda olmalı ve birbiriyle ahenk içinde gruplar meydana getirmelidir. ama bu hep böyle olmaz.Hücrelerde mutasyon dediğimiz DNA bozuklukları olur.Hücreler içinde bu bozuklukları düzelten,düzelmedimi, hücreyi intihara sevkeden genler vardır.

İşte bu bozuk hücreleri yok eden sistem çalışmadığı zaman bazı mutasyonlu hücreler bağımsız olarak büyümeye başlar. Bunlara tümör diyoruz.

Eğer tümör bir bütün halinde etraftaki dokuları iterek, invazyon ve metastaz yapmadan büyürse buna SELİM (BENİGN)TÜMÖR diyoruz.

Tümör civar dokuları istila ederek büyüyorsa, Tümör hücreleri esas topluluktan kopup uzaklara gidip yerleşerek büyüyorsa buna HABİS( MALİGN) TÜMÖR DİYORUZ.

Bu tümörler epiteliyal kaynaklıysa KANSER, mezenşimal kaynaklıysa SARKOM diyoruz. Sarkomlar habis tümörlerin % 1ini oluşturur. Geri kalanı kanserlerdir.

Bu ön bilgiden sonra gelelim MEME KANSERİNE,

MEME KANSERİ, Süt bezlerinden kaynaklanan kanserlerdir.

Kadınların en sık karşılaştığı kanser türüdür.

Akciğer kanserinden sonra en sık ölüm nedeni olan kanserdir.

Gelişmiş ülkelerde he 8 kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanseri olacaktır. Bu oran TÜRKİYEDE onda birdir.

Memede kanser oluşturan mutasyon kadının en üretken döneminde, ilk adetten sonraki on yıl içinde olur. Hücrelerin üreme hızına göre kanserin ortaya çıkış zamanı farklıdır. Bu hız çok çeşitli olabilmektedir.

DUBLİNG TİME denilen bir kavram vardır. Bu tümörün 2 kat boyuta ulaşması için gereken zamandır.Bu süre 29 günle 670 gün arasında değişebilmektedir.

Bir tümörün bir hücreden 1 cm boyuta ulaşması için 30 mutasyon gerekmektedir.40 mutasyonda 1kg.lik bir tümör söz konusudur. Bu söz kalabalığından şu 2 sonuç çıkar;

1.Tümör ele geldiğinde genellikle ortalama 5-7 senelik bir geçmişi vardır.

2.Dubling time ı kısa olan tümörler genç yaşta ortaya çıkarlar.

Kanser hücreleri normal doku kurallarına uymazlar. Normal hücreler doku içinde sabitken kanser hücreleri diğer hücrelerle olan bağlarını kopartarak hareketli hale gelirler. Lenf ve kan damarları ve sinir kılıflarına girerek vücuda serbestçe dolaşmaya başlarlar. Bu ihtimal tümör büyüdükçe artar.Tümör 1 santimken bile bu hücreler serbest olarak vücut sıvılarında dolaşmaktadır.Kanserde ölüm bu dolaşan hücrelerin uzak organlara yerleşmesi yani METASTAZLAR sonucunda olmaktadır.

ERKEN TANININ önemi burada ortaya çıkmaktadır. Kanser ne kadar ufakken yakalanırsa bu kötü durum olasılığı o kadar azalmakta ve tedavi olasılığı o kadar artmaktadır.

Şu anda erken tanıda en etkili silahımız MAMOGRAFİ dir. Ama MAMOGRAFİ nin de zayıf tarafları vardır. Yoğun süt bezleri olan memelerde mamografi yetersiz kalır.35 yaşından sonra çekilen mamografiler bize yaralı bulgular verir.Ayrıca çok genç hanımlarda çekilen mamografide radyasyon kanseri tetikliyebilir.

35 yaşından önce görülen meme kanserleri tüm meme kanserlerinin % 3 ünü oluşturur.40 yaşından sonra meme kanseri sıklığı artar. Meme kanseri 50-60 yaş arasındaki kadınlarda rastlanan en sık ölüm nedenidir. Mamografilerin çekilme sıklığı çeşitli ülkelerde farklıdır.İNGİLTEREDE 50 yaşından itibaren 2 senede bir,AB ülkelerinde 50-70 yaş arası senede bir.ABD de ise(NCI) 40-70 yaş arası senede bir mamografi çekilmesi önerilmektedir.TÜRKİYEDE 50 -70 yaş arası kadınlar seneden bir devlet tarafından ücretsiz olarak taranmaktadır.

Batı ülkelerinde Aile hekimleri ve kadın doğum uzmanları senede bir meme muayenesi yapmakta ve bir şeyden şüphelenirse Genel Cerrahlara göndermektedir.
Türkiyede şu anda oturmuş bir sistem yoktur. KETEM lerde tarama yapılmaktadır. Kadın doğumcular menapoz nedeniyle müracaat eden hastalara mamografi çektirmekte, şüpheli bir durum olursa Genel cerrahlara göndermektedir.

Gerek kendi kendini muayene gerekse doktor muayenesi hiçbir zaman mamografinin yerini tutmaz. Çünkü bir cm.lik tümör en tecrübeli ellerde bile % 30 gibi büyük bir oranda hissedilmeyebilir. Kadınların kendi kendilerini muayenede saptadıkları tümör boyutu ortalama 2.5 cm.dir. Ama mamografiyle tümörler çok daha ufak boyutlarda saptanabilir.

MEME KANSERİ riskini arttıran faktörler çok çeşitlidir. Aslında kanser yukarda belirttiğim gibi meme hücrelerinin mutasyona uğrayarak sınırsız büyümesidir ve bildiğimiz ve bilemediğimiz çok çeşitli nedenleri vardır.

Bildiklerimiz.

-Çevresel faktörler

-Hastaya bağlı nedenler

-Genetik faktörler

-Çevresel faktörler Yaşam tarzı, radyasyona maruz kalmadır. Çok yağlı gıdalarla beslenenler ,düzenli alkol alanlar,beş yıldan fazla menapoz için hormon alanlar,çocukluğunda radyasyona maruz kalanlarda meme kanseri daha sık olmaktadır.

-Erken adet görenler, geç menapoza girenler, doğurmayanlar emzirmeyenler ve 30 yaşından sonra doğum yapanlar daha sık kanser olmaktadır. Ayrıca daha önce başka organ kanserleri nedeniyle tedavi olan kadınların meme kanseri olma riski artmaktadır.

-BRCA1,BRCA2,PEUTZ JEGER, LEE FRAUMENİ gibi bazı ailesel geçişli kanser sendromlarına sahip bireyler çok büyük oranlarda meme kanseri olmaktadır.

Ailesinde özellikle birinci derece akrabalarında(anne, kız kardeş veya kendi kızı) meme kanseri olan kadınlar normal tarama sürelerinden daha erken takip altına alınmalıdır. Bundaki kural hastalığa yakalanan yaştan 10 yıl önce takiplere başlanmalıdır.

Eğer ailede birden fazla genç meme kanserine yakalanmış yakın akraba varsa veya bu kanserli akrabalardan genetik kanser sendromu olan varsa GENETİK TEST yaptırılabilir. Bunun 2 faydası vardır. Eğer mutasyon yoksa kişi rahatlar, varsa bazı koruyucu önlemler(koruyucu ilaç kullanımı ya da koruyucu iki taraflı meme çıkartılması(MASTEKTOMİ)) alınabilir. Yanlıs bu testler oturmuş kurumlarda yapılmalıdır.yoksa yanlış değerlendirmeler gereksiz işlemlere neden olabilir.(lüzumsuz koruyucu mastektomiler gibi).

Meme kanseri riskini arttıran en önemli faktör yumurtalık tarafından salgılanan ÖSTROJEN dir. Bu hormon süt kanallarında hücre üremesini tetikler. Bu nedenle kadınların yumurtalıklarını baskı altına alarak östrojen salgılanmasını engelleyen, durumlar” ki bunlardan biri gebe kalmak diğeriyse emzirmektir”, meme kanseri riskini azaltır.

Meme kanseri başlangıçta lokal, tümör hücreleri vücut sıvılarında dolaşmaya başladığında sistemik olan bir hastalıktır. Bu nedenle tedavide üç ayak vardır.

-cerrahi

-Medikal tedavi

-Radyasyon tedavisi

Cerrahi tedavide prensip hastalıklı memede kanser hücresi bırakmayacak şekilde ameliyattır.

Eğer tümör ufaksa, meme, cerrahi sonrası kötü bir görünüm kazanmayacaksa memeyi koruyucu cerrahi yapılır.

Ama memede birbirinden uzak birden fazla tümör varsa(multisantrik),kanserin yaygın olduğunu gösteren bulgu varsa ve tümör çıkartıldığında memenin görünümü çirkin olacaksa meme tamamen alınır(mastektomi).

Mastektomi sonrası rekonstrüksiyon erken yakalanan tümörlerde daha güvenli bir şekilde yapılır.Hemen rekonstrüksiyon hasta için moral yönden daha avantajlıdır.Çünkü ameliyattan sonra vücut imaji ve bütünlüğü devam etmektedir.

Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de meme kanseri farkındalığını arttıran ve kanserli hastalarının gereksinimi olan moral desteği sağlayan topluluklar mevcut.Meme kanseri tedavisiyle uğraşan doktorların kurduğu UMF( ULUSAL MEME DERNEKLERİ FEDERASYONU) hem doktorların hem de hastaların bilgilenmesi için çalışmaktadır.ONKODAY ise Bursa da kurulan ve amacı kanserli hastalara moral destek olan sivil toplum kuruluşudur.

5 Eylül 2010 Pazar

ÜZERİNDE ÖNEMLE DURULMASI GEREKEN BİR DURUM,FAVİZM.

FAVİZM(GLİKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ EKSİKLİĞİ)



Tüm canlılar bazı eksiklikler ve bozukluklarla doğar.Bu bozukluk ve eksiklikler yaşamı engelliyorsa yavru ölür.Eğer yaşamaya müsade eden bir eksiklikse,yavru bu özelliğiyle büyür ve sonra ürerken bunu yavrularına geçirir.Bu bozukluklara HEREDİTER bozukluklar diyoruz. İnsanoğlunda da bu bozukluklardan yüzlercesi var.Bu bozuklukları oluşturan sa genlerimizdeki mutasyon dediğimiz olaydır.

FAVİZM bu bozukluklardandır.Daha çok erkeklerde görülür.Kürt erkeklerinin yarısında mevcudtur.Eğer ana ve baba bu bozukluğa sahipse kız çocuklarında da görülür.

GLİKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ eksikliğinde kırmızı kan hücreleri erken ölür ve parçalanır.Bunun sonucunda fazlaca parçalanan kan hücrelerinin artık maddesi olan BİLLİRÜBİN kanda birikerek sarılık yapar.Ayrıca bu biriken maddelerin etkisiyle adele ve sırt ağrıları olur.Hastada kansızlık tablosu ortaya çıkar çabuk yorulur.Bazen özellikle yeni doğanlarda kan hücrelerinin parçalanması çok fazla ve şiddetli olur şiddetli kanamalar ortaya çıkar.Sonuçda ölüm bile olabilir. Özellikle BAKLA yenilince bu özelik ortaya çıkar.FAVİZM ismi de bu nedenle verilmiştir.Ama sadece bakla yendiğinde değil,viral enfeksiyonlarda,fazla yapılan eksersizlerden sonra ve ayrıca birçok kimyasal madde ve ilaca maruz kalınca da bu tablo ortaya çıkar.



Çoğu hastada bu tablo sinsidir ve hayat boyu anlaşılmaz.Hastada hafif bir sarılık devamlı bir yorgunluk hali,adele ve sırt ağrıları mevcutur.

Devamlı kan hücresi yapmaya çalışan vücud B12 ve folik asid denilen vitaminleri fazlaca sarfeder.

Bu vitaminler bir çok sistem için çok gereklidir.fazla sarfa bağlı miktar azalınca özellikle sinir hücreleri zarar görür.Buna NÖROANEMİK SENDROM denir.
İnternette FAVİZM le ilgili çok siteler mevcud.Orada kan yıkımını başlatan sebepler ve ilaçlar tafsilatlı olarak anlatılır.Ama ben de başlıcalarını size yazacağım.
Bu hastalıkta uzak kalınması gerekenler.
-MÜMKÜN OLDUĞUNCA VİRÜTİK HASTALIKLARDAN KORUNMAK,
-AŞIRI EKSERSİZDEN KAÇINMAK
-ASPİRİN
-PARASETAMOL
-SÜLFAMİD
-SEFALOSPORİN
-KEMİSETİN
-KİNİN
-TETRASİKLİN TÜRÜ İLAÇLARI ALMAMAK.
-NAFTALİN VE TÜREVLERİNİ KULLANMAMAK
-ANİLİN BOYALARININ OLDUĞU YERLERE YAKLAŞMAMAK.

Ne gibi şeyler bu hastalığın zararlarını azaltır derseniz,B KOMPLEKS VİTAMİNLERİ VE E VİTAMİNİ.Yanlız aşırı dozda olmamak şartıyla.Çünkü onun da zararları var.
Bunları neden anlatıyorum.Çünkü bu sinsi bazen de öldürücü bozukluk DOKTORLAR TARAFINDAN DA SAĞLIK BAKANLIĞI TARAFINDAN DA HEM BİLİNMİYOR HEM DE CİDDİYE ALINMIYOR.
Bu hastalık akdeniz bölgesinde çok yaygın.Öyle olmasının nedeniyse çok İRONİK. Bilindiği gibi Akdeniz bölgesinde sıtma ve benzeri paraziter hastalıklar çok yaygın.Ama işin enteresan tarafı bu parazitler GLİKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ eksikliği olan kan hücelerini sevmiyor.Dolayısıyla bu bozukluğa sahip olmayanlar hastalıktan ölürken diğerleri sağ kalıyor.Böylece bu mutant insanların sayısı artıyor.Bizim yurdumuz da bu bölge içinde ve demin belirttiğim gibi özellikle kürt nüfusda,erkeklerde oran % 50lere yaklaşıyor.
Eğer bu hastalığın doğumda taraması yapılsa ve aileleri ve kendileri uyarılsa yukarda baksettiğimiz şeylerden sakınarak bozukluğun tahribatı en aza indirilir.Böylece anlaşılmayan ani çocuk ölümlerinin önü alınırken,hastalığın ileri yaşlarda yapabileceği tahribatta önlenmiş olur.
Arzum bu yazının çokça okunması ve bu bozukluğa sahip mutantlara yararlı olması.sevgilerimle.

Neden bu isim

Artık benim de bir blogum oldu.Ailede çokça blogcu var.Kızım,eşim,gelinim.hepsinin blogları var.

bilgisayarlarda da bloggerin adresi mevcud.İlk dün çabalamaya başladım.Bugün tamamladım ve ilk yazımı yazıyorum.

Neden bu isimi aldığımı sorarsanız.Tarihe çok meraklıyım.Özellikle türk tarihi çok ilgimi çeker. E,şu anda icra ettiğim mesleğim meme cerrahisi.Dolayısıyla tarih seven bir meme cerrahı olarak bu kombinasyonu beğendim.Haydi hayırlısı.Bugün malum Kadir gecesi.dolayısıyla bugün tamamlanan bu iş de hayırlı olacaktır.

Evet bu girişden sonra sizlere uzun süredir bana ait olan bir teoriyi sunacağım:

BİG BANG TEORİM.

Artık hepimiz biliyoruz ki evrenin ilk başlangıcı bir patlamayla olmuştur.Yani evren bundan yaklaşık 15 milyar yıl önce dev bir karadelikken genleşmeye başlamış.Şu an da genleşmeye devam ediyor.Bu nasıl oldu.İşte benim teorim burda devreye giriyor.

Bana göre EVREN sonsuz boşluk içinde hareket halinde ve bu boşlukta daha başka sayısız evrenler var.Bir merkez etrafında dönen evren milyarlarca yıl içince bazen ışık hızından hızlı hareket ediyor.Bu dönemlerde Einstein'ın relativite teorisindeki gibi kitlesi sonsuz boyutu ise sıfır olarak hareket etmektedir.sürati ışık hızı altına düşünce de big bang olmakta ve yaşadığımız evreni oluşturmaktadır.sonra tekrar hızı artınca çökerek dev karadelik haline gelmektedir.Yani bu süreç devamlı olmaktadır.Evet teorimi sizlere sundum.Mantıklı ama isbatı güç,hatta imkansız.